Mu’rab ve Mebni
MU’RAB ve MEBNî
(المُعْرَبُ وَالْمَبْنِيُّ)
Arapçada kelimeler î’rab alemetleri (sonlarının harekesi) bakımından
mu’rab ve mebnî olmak üzere ikiye ayrılır.
I. Mu’rab (ُالْمُعْرب):Cumledeki yerine gore i’rabinin alameti (sonun-
daki harekesi) değişen kelimedir:
Muhakkak Allah çok af ve merhamet eder
(edendir).
Allah kullarına merhamet eder.
Allah’ a îmân et!
Yukarıdaki cümlelerdeki اللهَ İsm-i Celâli, birinci cümlede إِنَّ nin
ismi olarak mansûb, nasbının alâmeti fetha; ikinci cümlede fâil olarak merfû’,
ref’inin alâmeti zamme; üçüncü cümlede ise harf-i cerle mecrûr, cerrinin
alâmeti kesredir. Allah İsm-i Celâli gibi cümledeki yerine göre i’râb alâmeti
(kelimenin son harfinin harekesi) değişen kelimeler mu’rabdır.1
Mu’rab bahsi çok uzun olduğundan, önce mebnîler anlatılacak, sonra
mu’rab bahsine geçilecektir.
II. Mebnî ( ): Cümledeki yerine göre i’râbının alâmeti (kelimenin
son harfinin harekesi) değişmeyen kelimelerdir:
Babamı gören kinise “O babandır” dedi.
Bana ilmi öğreteni severim.
Ödülü başarana verdim.
إِنَّ اللهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ.
يَرْحَمُ اللهُ عِبَادَهُ.
أمِنْ بِاللهِ!
قَالَ مَنْ رَأى آَبِي: هُوَ أَبُوكَ.
أُحِبّ مَنْ يُعَلِّمُنِي الْعِلْمَ.
أَعْطَيْتُ الْجَائِزَةَ إِلى مَنْ نَجْحَ.
Yukarıdaki cümledeki (مَنْ ) kelimesi mebnî olduğundan, birinci cüm-
lede fâil olarak merfû’, ikinci cümlede mef’ûlün bih olarak mansûb, üçüncü
cümlede ise cârr (harf-i cer)’le mecrûrolmasına rağmen, son harekesi
değişmemiştir. Bu kelime gibi cümledeki yerine göre i’râb alâmeti (kelimenin
son harfinin harekesi) değişmeyen kelimeler mebnîdir. İ’râbları mahallîdir.